İnsanı diğer yaşayan canlılardan ayıran en önemli özellik düşünme becerisi olsa da düşünce gücü ile tasarladığı bütün alet ve edevatları yapmak-kullanmak için insanın ellerine ihtiyacı vardır. Günlük hayatımızı bağımsız sürdürmemiz için gerekli olan ellerimizi hemen her işimiz için kullanmak durumundayız. Bu kadar çok kullanılan bir organın travmaya maruz kalma riski ve ilerleyen yaşlarda hızla yaşlanması kaçınılmazdır. Ayrıca yeni doğan bir bebeğin ellerindeki bir eksikliğin tüm hayatını etkilemesi de kaçınılmazdır.
İnsanlık tarihi boyunca yanığa bağlı yaralanmalar hep olmuş ve maalesef hep de olacaktır. Yanığın patofizyolojinin daha iyi anlaşılması, gelişen yoğun bakım koşulları, antibiyotiklerin bulunması ve yara bakım imkanlarının artması ile yıllar içerisinde yanık hastalarının hayatta kalma şansı artmış, buna paralel olarak da geç dönem yanık onarımı yapılması gereken hasta sayısı artmıştır.
Damak dudak yarıkları anne karnındaki (embriyolojik dönemde) gelişimi sırasında 8-12. haftalarda görülebilecek gelişim bozukluklarına bağlı olarak dolayı ortayı çıkan, bebeğin yüz bölgesindeki yapıların birleşme kusurudur. Türkçede, halk arasında tavşan dudak olarak bilinir.
Deri bütünlüğünün bozulduğu her türlü yaralanma yara oluşumuna neden olur. Derinin tam kat yaralandığı her durumda az ama çok mutlaka skar dokusu (nebbe dokusu, yara izi) bırakarak iyileşir. Kalacak skar dokusunun miktarı ve kalitesi estetik sonucu belirler
Erişkin insanda kafa uzunluğu tüm bedenin sadece sekizde birini oluştururken yeni doğan bir bebekte bu oran üçte birini oluşturur. Bu yüksek orana rağmen doğumu takip eden ilk bir sene içerisinde beyin hacmi hemen hemen doğumdaki hacminin üç katına çıkar. İki yaşında ise doğum hacminin dört katına ulaşır. Beynin hacmi doğumdan sonra ilk 6 ayda erişkin beyin hacminin %50’sine, üç yaşa kadar ise %85’ine ulaşır.