Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi
Mail: bilgi@ibrahimcanter.com
Logo

Adres

Bağdat Cd. No:144 D:5 Çınar Apt. 34724 Feneryolu, Kadıköy, İstanbul

Telefon Numaralarımız

+90 532 342 00 31

+90 216 599 09 88

bilgi@ibrahimcanter.com

bilgi@ibrahimcanter.com

bilgi@ibrahimcanter.com

Meme Küçültme

Kadın beden algısının ve kadınsı vücut şeklinin tanımlanmasının olmazsa olmazı olan meme (göğüs) dokusu kadınların hayatı boyunca belki en fazla değişikliğe uğrayan dokudur. Yerçekiminin etkisi ile zaman içerisinde oluşan meme dokusundaki sarkma haricinde memeler (göğüsler) hormonal değişikliklerle de şekillerini değiştirir. Ergenlik, gebelik ve menapoz zamanlarında her kadında farklı derecelerde olsa da memelerdeki şekil değişikliği kaçınılmazdır. Ayrıca kilo değişlikleri de memenin şeklini değiştiren etkenlerden birisidir.

 

Büyük memesi olan kişiler olduklarında daha hantal, iri ve yaşlı gözükürler. Genç kızlarda büyük memeler (göğüsler) saklanması gereken utanılacak bir durum gibi algılanır. Genç yaştaki kişiler büyük göğüslerini kamufle edebilmek için kambur durmaya, omuzlarını bir birine yaklaştırmaya çalışır ve daha bol kıyafetleri tercih edebilir. 

Tüm bunlar kişilerin sosyal yaşantısını ve uyumunu olumsuz etkiler. Kişi göğüslerini saklama kaygısı ile kambur durarak postür değişikliğine giderken pek çok sosyal aktiviteden ve sportif faaliyetten de uzak durmaya çalışabilir. İleri yaşlarda ise kişilerde boyun, sırt ve bel ağrılarına yol açabildiği gibi omurgada kalıcı rahatsızlıklara sebep olabilir. Sütyen askılarının omuzlarda yarattığı bası omuzlarda şekil bozukluğu yaratabilir. Yaz aylarında memelerin altının sürekli ıslak ve havasız kalması pişik, mantar enfeksiyonu gibi dermatolojik sorunların çıkmasına neden olabilir. Ayrıca büyük memelerde büyüyen bir kitlenin ele gelip şüphe uyandırması için geçecek zaman daha çok olacağı için olası bir kanser gelişiminin tanısı gecikebilir.

 

Bu sebeple tariflenen sorunların çözümlenmesi için yapılacak meme (göğüs) küçültme ameliyatı sadece estetik ameliyat olarak algılanmamalı, aynı zamanda kişinin yaşam kalitesini ve sosyal uyumunu arttıracak bir girişim olarak da görülmelidir.

 

Meme küçültme ameliyatında amaç memenin vücut ile uyum sağlayacak şekilde küçültülürken aynı zamanda dikleştirilerek estetik bir şekil kazandırılmasıdır. Bu amaca ulaşmak için meme başının yukarı taşınması, meme dokusunun fazlalık kısmı alınırken kalan kısma şekil verilmesi ve deri fazlalığı alınırken kalan derinin meme şeklini koruyacak ve izlerin olabildiğince az görüneceği şekilde memenin üzerini örtmesi sağlanmalıdır.

Meme küçültme ameliyatı tek bir teknik kullanılarak yapılan bir ameliyat değildir. Her hastanın ihtiyacına ve isteğine göre ameliyat şekillendirileceği için fiyatlandırma da yapılacak ameliyata göre belirlenmelidir.

 

Büyük memesi olan her hasta meme küçültme ameliyatı için uygun hastadır. Hastaların bir kısmı ergenlik sonrası aşırı büyümüş memeleri olan genç hastalar, bir kısmı doğumlar ve aşırı kilo alımları sonrası memeleri büyümüş ve sarkmış olan hastalar, bir kısmı ise menapoz sonrası kilo alıp memeleri büyüyüp sarkmış olan hastalardır.

En erken meme (göğüs) küçültme ameliyatı meme büyümesinin tamamlanmasını takiben yapılabilir. BU da genel olarak 18 yaş civarına denk gelmektedir. Ancak özel durumu olan bazı hastalarda veya günlük yaşamın çok olumsuz etkilendiği durumlarda daha erken de müdahale edilebilir. İleri yaş grubunda ise hastanın hayatını riske atmayacak şekilde özel bir sağlık sorunu olmayan her hastaya yapılabilir.

Meme (göğüs) küçültme ameliyatları için tariflenmiş farklı teknikler mevcuttur. Uygulanan tekniğe bağlı olarak da kalan iz miktarı farklı olur. Meme başının yerinin değiştirilmesi gereken durumlarda memenin renkli kısmı çevresinde daire şeklinde bir iz kalacaktır. Ancak bu iz renk değişim bölgesinde olduğu için çok dikkat çeken bir iz olmaz. Uygulana tekniğe göre değişmek üzere kimi hastalarda sadece memenin renkli kısmından meme altı çizgisine uzanan dikine bir iz kalırken diğer bir grup hastada ise bu ize ek olarak meme alt çizgisinde de iz kalabilir.

 

Ancak burada önemli olan kalan iz miktarından çok hastanın memesinin alacağı nihai şekildir. Sonuçta meme (göğüs) küçültme ameliyatı sonrası kalan izler ancak hasta sırt üstü yattığında görülebilir. Kişi dik durduğunda aydınlatma veya doğan güneş ışığı hep yukarıdan geleceği için kalan izler memenin kıvrım yerinde veya gölgesinde saklanmış olur. Ayrıca ameliyatın üzerinden zaman geçtiğinde izler yumuşayıp rengi solacağı için daha az görünür hale gelecektir. Bu bakımdan kişinin memesinin şekli göz ününe alınarak en güzel sonucu verecek ve sonuçların daha kalıcı olacağı tekniğin tercih edilmesi kalacak iz miktarından daha önemlidir.

Bugün için uygulanan en güncel meme (göğüs) küçültme tekniğidir. Hastanın memesinin büyüklüğüne ve meme başının yerine bağlı olarak meme başı çevresinde ve buradan aşağıya inen dikey bir iz kalabileceği gibi meme başının yeri değiştirilmesi gerekmeyen hastalarda sadece dikey bir izle de ameliyat sonlandırılabilir. Bu teknikte izlerin kısa olmasının yanı sıra estetik sonuçlar da iyidir. Meme tabanı daha iyi daraltılır, memeler daha dik durur. Ayrıca sonuçların kalıcılığı açısından da diğer yöntemlerden üstündür.

Klasik eğitimde meme (göğüs) küçültmelerin tümü “ters T” izi ile sonlanır. Bu yöntem hala dünyada en sık kullanılan tekniktir. Ancak izlerin uzunluğu ve belirginliği nedeni ile özellikle genç hastalarda uygun bir teknik değildir. Aşırı büyük ve sarkık memesi olanlarda, çok kilo verme nedeni ile derinin elastikiyetini kaybettiği hastalarda, çok fazla deri çıkartılması gereken hastalarda, ileri yaştaki kişilerde ve aşırı asimetrisi olanlarda bu yöntem uygulanabilir.

Tüm ameliyatlarda olduğu gibi meme (göğüs) küçültme ameliyatında da operasyondan 3 hafta öncesinde aspirini ve sigarayı kesmek gerekmektedir. Son 1 haftada kanı sulandırabilecek ilaçlardan ve benzeri maddelerden uzak durmak gerekmektedir.

 

Kullanılmaması gerekenler:

 

Apranaks, Voltaren, Vermidon gibi ağrı kesiciler (ağrı kesici gerektiğinde Minoset, Novalgin kullanılabilir),

 

Ginseng, ginko biloba, co-enzim Q gibi maddeler içeren multivitamin hapları,

 

Yeşil çay, keten tohumu, kiraz sapı, domates çekirdeği bitkisel ürünler

 

Kan sulandırdığı bilinen kiraz, maydanoz gibi besinler

Tüm zayıflama ürünleri

 

Tüm meme (göğüs) ameliyatlarından önce her hastanın mamografi/meme USG çektirmesi gereklidir. Memeye yapılan işlem öncesinde elde radyolojik bir görüntü olması sonraki takipler açısından çok önemlidir. Ameliyatın üzerinden 1 yıl geçtiğinde mamografi/meme USG tekrarlanır.

Meme (göğüs) küçültme ameliyatları mutlaka ameliyathane koşullarında ve genel anestezi altında yapılması gereken ameliyatlardır.

Meme (göğüs) küçültme ameliyatları tüm estetik cerrahi ameliyatları içerisinde belki hastaların en az ağrısının olduğu ve hasta memnuniyetinin en yüksek olduğu ameliyat grubudur. Meme (göğüs) küçültme ameliyatı sonrasında ilk birkaç gün basit ağrı kesiciler hastalar için yeterli olabilmektedir.

Bu konuda yapılmış birçok çalışma vardır. Çalışmalarda, meme (göğüs) küçültme işlemi yapılan kadınlarla memesi büyük olup küçültme ameliyatı yapılmamış kadınların süt verme oranları karşılaştırılmış ve büyük bölümünde oranlar birbirine benzer çıkmıştır. Meme (göğüs) küçültme ameliyatı yapılan hastaların süt verme oranlarının normal kadınlarla aynı olduğu söylenebilir. Aşırı büyük ve sarkık göğüsler dışında küçültme ameliyatları süt vermeyi etkilememektedir. Ancak meme (göğüs) küçültme ameliyatını yapan hekimin kalan meme dokusu ile meme başı arasında süt kanallarının devamlılığını korumaya özen göstermesi gerekmektedir.

Meme (göğüs) küçültme ameliyatlarından sonra geçici his kayıpları olabilir. Çok büyük ve sarkık memelerde kalıcı his kayıpları da olabilir, ancak bu durumla sık karşılaşılmaz. Ameliyattan birkaç ay sonra meme başları eski duyarlılıklarına kavuşurlar. Ayrıca, meme küçültme ameliyatı yapılan birçok kadın, meme başlarının eskisine göre daha hassas olduğunu ifade etmektedir.

Hayır ilişkisi yoktur; aksine küçültme ameliyatları meme kitlesini azalttığı için kanser riskini azaltır. Çeşitli çalışmalarda meme (göğüs) küçültme ameliyatının kanser riskini % 27-70 oranında azalttığı bildirilmektedir. Meme (göğüs) küçültme ameliyatlarının meme kanseri riskini yarı yarıya azalttığı söylenebilir. Meme (göğüs) küçültme işlemi sırasında çıkartılan parçaların tümü patolojik incelemeye gönderilir. Bu da hastalar için ileriye yönelik çok önemli bir takip bilgisi oluşturur. Ayrıca bu şekilde tesadüf eseri kanser olguları da yakalanabilir. Bu durumda hastaların hayatı kurtulmuş olur.

Meme (göğüs) küçültme işleminden sonra en sık karşılaşılan sorunlar; kötü yara izleri, memelerin yeterince küçültülememesi, asimetriler, meme başlarının gereğinden yukarıda ya da aşağıda kalmasıdır. Dikkatli bir planlama ve özenli bir cerrahi teknikle bu sorunların tümü aşılabilir. Vertikal mamoplastiye özgü bir sorun, dikey izin en alt kısmında bir deri bolluğu, potluk kalabilmesidir. Böyle bir durum olursa, 3 ay sonra lokal anestezi altında bu fazlalık alınabilir. Yine dikey izin bitiminde iyileşme sorunları görülebilir. Özellikle sigara içen hastalarda bu sorunla daha sık karşılaşılır. Bu tür yara problemleri pansumanla kendiliğinden düzelir ve hastaların günlük aktivitelerini engellemez.